YANARAK ÖLEN ÇİLEM HÜLYA'NIN DAVASI

ANTALYA HABER Haber Girişi : 31 Ocak 2014 17:28
YANARAK ÖLEN ÇİLEM HÜLYA'NIN DAVASI
Ankara'dan Antalya'ya birlikte tatile geldiği sevgilisi Çilem Hülya Berkil'i başından aşağı benzin dökerek yaktığı iddiasıyla ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanan Abdurrahman G.'nin yargılanmasına devam edildi.
Çilem Hülya Berkil (30)'in sevgilisi Abdurrahman G. (37) tarafından başından aşağı benzin dökülerek yakıldığı iddiasıyla ilgili davaya Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanık Abdurrahman G., rüşvet karşılığında bazı tutanakları değiştirdiği iddia edilen tutuklu sanık Döşemealtı Jandarma Merkez Komutanı H.D. ile olayı gören ve daha sonra ifadesini değiştirdiği gerekçesiyle tanıkken sanık konumuna geçen ve tutuksuz yargılanan orman muhafaza memuru H.A. ile taraf avukatları katıldı.
Olayın tamamen bir kaza olduğunu savunan Abdurrahman G., "Olay sigaradan kaynaklanmıştır. Çakmakla, sigara delilleri arasında yoktur. Bunlardan bahsedilmemiştir" dedi.
Olayın görgü tanıklarından H.K., taş ocağı görevlisi olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: "Yol kenarında bir araç ve iki kişi gördüm. Uzak olduğu için erkek mi kadın mı olduklarını göremedim. Konuşuyorlardı. Bulundukları yer yolun kenarındaki dinlenme yeridir. Bir anda alevlerin çıktığını gördüm. 112 sağlık ekiplerini arayıp ateşin olduğunu ve yardım edilmesi gerektiğini söyledim. Taş ocağındaki kamyonla ilgilenmem gerektiği için işimin başına döndüm. Bu adam bu kadını yakacak diye bir ifadede bulunmadım." 
Duruşmada konuşan tanıklardan taş ocağı işçisi M.A., olay saatinde yemek yediğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Olay var dediler. Aracın yanına baktığımızda iki kişi gördüm. Biri bayan biri erkekti. Alev görmedim. Bayanın koluna girerek otomobile bindirdi. Burdur istikametine doğru gittiler. Ormancılar ve diğer iş arkadaşlarım erkeğin kadını yaktığını söyledi." 

BİR YANLIŞINI GÖRMEDİK
Duruşmada dinlenen Döşemealtı İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı M.Ö.ise, şunları söyledi: "Olay günü mesaim bittiği için evdeydim. İl Jandarma Komutanı Yardımcısı beni aradı. Antalya- Burdur Karayolu taş ocakları yöresinde bir kadının yakıldığını söyledi. Ona da 112 bildirmiş olmalı. Ben olayı sorumlu bulunduğum Merkez Komutanlığına haber verdim. Olay yerine ulaşan başçavuş H.D., herhangi bir kadın cesedi ile karşılaşmadıklarını söyledi. Ben hastaneleri araştırmasını istedim. 5 yıldır birlikte çalıştığım H.D.'nin hakkında herhangi bir şikayet gelmemiştir. Görevini layıkıyla yapan bir arkadaşımızdır. Zaten öyle bir şey tespit etsek ilk işlemi biz yapardık." 

OLAYLA İLGİM YOK
Olay zamanında Döşemealtı İlçe Jandarma Komutanı olarak görev yapan emekli Başçavuş H.D., sanık yakınlarından rüşvet alarak delilleri kararttığı iddiasıyla ilgili ise, "Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Beni idam etseniz yeridir. Ailemin ve çocuklarımın psikolojisi bozuldu. Burada bulunmam bana en büyük ceza. İfadeleri değiştirmesi için kimseyi yönlendirmedim, telkin etmedim. Rahmetlinin olayını ilk ailesine haber veren benim. Olay günü hemen Esra ve Serpil hanımla görüştüm. Kesinlikle bir kastım ve olayla ilgim yoktur" dedi.

Müşteki avukatı Gülseda Öz ise sanığın tasarlayarak adam öldürdüğünü ve tüm delillerin bunu gösterdiğini savunarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Sanıkların tutukluluk hallerinin devam etmesini talep ediyoruz. En ağır cezayı almalarını istiyoruz. Orman muhafaza memuru H.A.'nın da tutuklanmasını talep ediyoruz." 
İlk ifadesinde dürbünle kaçak avcılara bakarken sanık Abdurrahman G.'nin, Çilem Hülya Berkil'in üzerine benzini döküp çakmağı çaktığını gördüğünü söyleyen, savcılıkta ifadesini değiştiren orman muhafaza memuru Hüsnü Aydoğmuş'un avukatı Kadriye Ersoy da, "Suçlamaları kabul etmiyoruz. Aydoğmuş'ın kaçma ya da delilleri karartma gibi bir durumu yoktur. Tutuklanma talebinin reddini istiyoruz" dedi.
Sanık Abdurrahman G.'nin Avukatı Musa Aytimur delillerin toplandığını kaydederek şunları söyledi: "Delillerin tamamına yakını toplanmıştır. Müvekkilimin bu suçu işlediği yönünde herhangi bir delil mevcut değildir. Müvekkilim maktule çakmağı uzatmıştır. Eylemi budur. Müvekkilim yanmaya başlayan maktuleyi tişörtü ve araba paspasıyla söndürmüş, ardından otomobille Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne götürmüştür. Müvekkilimin çakmağı uzatması bir gaflettir. Bu da taksirle ölüme vücut verecektir. Zaten vicdan azabı çekiyor. Antalya'ya geliş sebepleri tatildir. Öldürmeyi gerektirecek bir sebep yoktur. Bu yönde bir eylemi olsa bunu başka yerde yapabilir ve çok rahat saklayabilirdi. Müvekkilimin suçu taksirle ölüme neden olmadır. Tahliyesini talep ediyorum" 
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddederek, delillerin toplanması, görgü tanıklarının tespiti ve bazı tanıkların dinlenmesi için duruşmayı 28 Şubat 2014 tarihine erteledi.

OLAY
22 Ağustos 2013 tarihinde Ankara'dan Antalya'ya kız arkadaşı Çilem Hülya Berkil ile tatile gelen Abdurrahman G., Ankara'ya döndükleri araçta Döşemealtı ilçesinin 35'inci kilometresinde tartışmaya başladı. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılan Hülya Berkil hayatını kaybetti.
Abdurrahman G'in Hülya Berkil'in üzerine benzin dökerek ateşe verdiği ileri sürüldü.