CHP GENEL BAŞKANI“Demokrasiyi önemsiyoruz. Demokrasi çok önemlidir. Demokrasinin olmadığı, gelişmediği bir toplumda barış olmaz, huzur da olmaz” dedi.
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eğer siz önlemi sadece Çorlu için alırsanız İstanbul’da tıkanırsınız, İstanbul için alırsanız, Adapazarı’nda, Kocaeli’nde tıkanırsınız. Daha büyük, daha geniş ve geleceği düşünerek planlamak zorundayız. 50 yılı düşünerek biz bugünün planlarını yapmak zorundayız. Çünkü çocuklarımıza daha güzel bir Çorlu, daha güzel bir İstanbul, daha güzel bir Kocaeli, daha güzel bir Adapazarı bırakmak zorundayız. Eğer böyle düşünebilirsek o zaman göreceksiniz ki Çorlu’nun ihtiyaçları da, Adapazarı’nın ihtiyaçları da büyük ölçüde giderilmiş olacak. Burada sanayinin çok önemli olduğunu da başkanlar vurguladılar, doğrudur. Sanayiyi artık bildiğimiz klasik sanayi olmanın ötesinde düşünmemiz gerekiyor. Bilimle ilerlemeyen, teknolojiyi bilimle bir araya getirmeyen bir sanayinin dünya ile rekabet etme şansı yoktur. Bilgiyi mutlaka sanayide kullanmak zorundayız. O nedenle başkanların Çorlu’ya üniversite istemelerinin, özellikle bunu tanımlayarak ileri teknoloji üniversitesi istemeleri benimde son derece saygıyla karşıladığım bir talep. Keşke bütün illerimiz, ileri teknolojiye dönük bu tür talepleri sürekli yineleyebilseler. Eğer biz burada veya başka bir yerde ileri teknoloji üniversitesi kurulabilirse ki Çorlu`da kurulması gerekiyor, çünkü sanayi büyük ölçüde yoğunlaştı bu bölgede. O zaman baktığımızda sanayinin nitelikli, katma değeri yüksek ürünler ürettiğini göreceğiz. O zaman Türkiye’nin hem dünyadaki saygınlığını pekiştirmiş olacağız hem Türkiye dünyada daha iyi bir konumda olacak sanayi açısından.”
Kılıçdaroğlu, “Sayın başkan konuşurken ‘Zaman zaman görüş farklılıklarımız oluyor ama, demokrasi gereği olarak tartışıyoruz ama olay Çorlu`ya gelince Çorlu konusunda yek vücut oluyoruz, yani ortak düşüncede buluşuyoruz’ dedi. Aynı şeyi siz Çorlu için biz de Türkiye için düşünüyoruz. Demokrasiyi önemsiyoruz. Demokrasi çok önemlidir. Demokrasinin olmadığı, gelişmediği bir toplumda barış olmaz, huzur da olmaz. Eğer demokrasimizi geliştirebilirsek, bireysel özgürlük alanlarımızı geliştirebilirsek, insanlar düşüncelerini korkmadan dile getirebilirlerse göreceksiniz ki o ortamda sanayici daha rahat üretim yapacaktır. Daha rahat vatandaşı ile kucaklaşabilecektir. Onun söylediği ve kendisinin de benimsemediği bir düşünceyi saygıyla dinleyebilecektir. Biz bunu yaratmak zorundayız, bunu yapmak zorundayız. Bunu yaptığımız zaman Türkiye’de barışı da, huzuru da büyük ölçüde sağlamış oluruz. Bizim açımızdan bunlar çok önemli” diye konuştu.
Ticaret ve sanayi odaları ile ilgili yapılan düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’ne götüreceklerini de belirten Kılıçdaroğlu, “Geçenlerde hükümet parlamentodan bir yasa çıkardı, gümrükle ilgili gelen bir düzenlemeydi ama içinde ticaret ve sanayi odalarını da ilgilendiren düzenlemeler vardı. Seçimle gelenin seçimle gitmesi gerektiğine inanan bir siyasal partiyiz. Çünkü biz demokrasiyi savunuyoruz. Seçimle gelenin iktidarın kararı ile görevden alınması bizim doğru kabul edeceğimiz bir uygulama değildir. Buna yönelik bir düzenleme yapıldı yasada. Ticaret ve sanayi odaları ile ilgili olarak bir düzenleme yapıldı. Biz bu düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz. Çünkü doğru bir düzenleme değil. Başkanı sizler seçiyorsunuz, meclis seçiliyor, meclis de kendi içinden başkan seçiyor, varsa bir şey zaten orası karar verir. Bir dahaki sefere seçmez ama seçildi, ben bu başkanı görevden alacağım bu doğru bir uygulama değil. Özgürlükçü bir uygulama değil. Demokrasiye uyan bir uygulama değil. O nedenle biz bu tür düzenlemeleri doğru bulmuyoruz, demokrasimizin sağlıklı gelişmesinin önünde de ciddi bir engel olarak görüyoruz” dedi.
Kayıt dışı ekonomine de değinen Kılıçdaroğlu, “Bütün demokrasilerde hükümetlerin ortak politikası kayıt dışı ekonomiyi minimize etmektir ama bu politika izlenirken sermayeyi ürkütmemek gerekiyor. Çok dikkatli bir politika izlemeniz gerekiyor. Hiç kimse gönüllü kayıt dışı ekonominin içinde olmak istemez. O zaman düşünmemiz gereken soru şu. Neden kayıt dışına kaçıyorlar. Onun kayıt dışına kaçtığı olayları yakalayıp, o sorunu gidermemiz gerekiyor. Yani daha akılcı daha mantıklı politikalarla bu sürece müdahil olmamız gerekiyor. Eğer bunu yapabilirsek göreceksiniz kayıt dışı ekonomide zaman içerisinde kendiliğinden törpülenir, kendiliğinden yok olur gider. Ben eski bir hesap uzmanıyım. Hesap uzmanlığında bizim bir üstadımız şöyle söylerdi; ara sokaktaki ticaret erbabı ile uğraşmayın, o nasıl olsa bir gün ana caddenin üzerine gelecektir o zaman incelersiniz, bırakın o biraz orada kendi varlığını oluşturabilsin, biraz büyüyebilsin, biraz gelişebilsin derdi bize. Bu felsefe, bu inanç doğru bir şeydir. Çok baskıcı olmak, her şeyi denetlemek, her yanlışa ağır cezalar yüklemek bunlar doğru değil. Demokrasilerde sorun ceza uygulamakla giderilmez. Eğer öyle olsaydı trafik cezaları hiç olmazdı. Sorun bu değil, sorun ceza yazmak değil. Sorun, sorunun olduğu yerde eğitici bir mantıkla sorunu çözüp, karşındaki kişiyi ikna edebilecek koşulları yaratmaktır” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu’na Çorlu ziyaretinde CHP Genel Başkan Yardımcıları Erdoğan Toprak, Faik Öztrak, Umut Oran, milletvekilleri Emre Köprülü, Candan Yüceer, Engin Özkoç, Kemal Değirmendereli, Mehmet Siyam Kesimoğlu, Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi, Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan, CHP Tekirdağ İl Başkanı Recep Palabıyık, Çorlu İlçe Başkanı Adnan Kum eşlik etti.