Bakan Çavuşoğlu "Bizim belediye meclis üyelerimizi ve bazı adaylarımızı PKK belirlemedi, milletini seven iki parti belirledi" dedi.
31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerinde Cumhur İttifakı ile diğer ittifak arasında bir fark olduğuna dikkat çeken Bakan Çavuşoğlu "Bizim belediye meclis üyelerimizi ve bazı adaylarımızı PKK belirlemedi, milletini seven iki parti belirledi" dedi.
Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO) tarafından 'Manavgat'ta İş Var' adı altında 4'üncüsü düzenlenen ve 76 firmanın stant açtığı istihdam fuarı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, AK Parti Antalya Milletvekili İbrahim Aydın, İYİ Parti Antalya Milletvekili Tuba Vural Çokal, Manavgat Belediye Başkanı CHP'li Şükrü Sözen, Manavgat Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hacer Bakır Sert, MATSO Başkanı Ahmet Boztaş, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşların katılımıyla açıldı.
Bizim meclis üyelerimizi PKK belirlemedi
Fuar açılışında konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, son 2 haftadır 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler dolayısıyla Türkiye'nin değişik yerlerini dolaştığını belirterek "Milliyetçi Hareket Partisi ile Cumhur İttifakı'nı kurduk. Cumhur İttifakı da tüm belediye başkan adaylarını belirledi ve iki parti oturduk listeleri belirledik. Bir tek fark var, başka ittifaklar olabilir. Bizim belediye meclis üyelerimizi ve bazı adaylarımızı PKK belirlemedi milletini seven iki parti belirledi" dedi
Çavuşoğlu "Çukurlarda başaramadılar, dağlarda inlerinde başaramadılar ama şimdi görüyorum ki PKK büyük şehirlere bu şekilde sızmaya çalışıyor ama belediyelerde de neler yaptığını gördük ve o milletin parasını terör örgütlerine aktaranlara Meclis'te de aynı şekilde devletimiz ve kanunlarımız yani yargımız gereğini yapmıştır. Böyle ucuz şeylere de hiçbir zaman pirim vermeyiz onu da söylemek isterim" dedi.
Antalya-İzmir kıyaslaması
Özellikle de İzmir’de, herkesin Antalya gibi olmak istediğine dikkat çeken Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yani İzmir bugün Türkiye'nin üçüncü büyük şehri. Ve tüm kıyaslamalar, Antalya ile ilgili. Aydın’a gittim keza öyle Muğla'ya gittim öyle. Neden bu üçü Antalya ile kendisini kıyaslıyor? Tabii 3 il de esasen bizim gibi Antalya gibi İstanbul’da sonra Türk turizmi için çok önemli illerimiz, şehirlerimiz. Geçen sene Antalya'mıza toplam yerli ve yabancı turist sayısı 19 milyon. İzmir’e kaç milyon turist gelmiş biliyor musunuz? 1 milyon turist gelmiş sadece. Bazıları diyor ki efendim devlet İzmir’i dışladığı için böyle oldu. Bir örnek vereceğim size. İzmir tabii Türkiye’nin en güzel illerinden birisi ve en büyük 3'üncü il. Antalya'mıza biz 16 yılda 40 katrilyon kaynak aktardık yatırımlar için. İzmir'e 16 yıl değil, son 6 yılda devletin aktardığı kaynak miktarı ne kadar? 67 bin katrilyon. Şimdi Antalyalılar bize kızmakta haklı olabilir ama bir şey söylemeye çalışıyorum. Yani buradaki sıkıntı devlet yatırımlardan değil yerel yönetiminde. Yerel yönetim o hizmetleri yapamadığı için devlet bu yatırımları İzmir’e yapmak zorunda kaldı. Fark oradan çıkıyor. Çünkü İzmir çok önemli bir şehir. Ama bu ayrı bir şey. 3 ilin ortak özelliği şudur: İzmir’e, Aydın ve Muğla’nın inanmayan gitsin görsün üçünde de kanalizasyon denize akıyor. Pis sular. Gözlerimle gördüm. Üçünde de yollar çok kötü. Üçünde de çok çöp var derken biz Izmirlilere çöp demiyoruz hemen diyorlar ki İzmir’liler çöp mü? Şehirde var şehirde? Neden Antalya olmak istiyorlar? Birincisi, 19 milyon turist nasıl geldi? İkincisi, Antalya’dan bu kadar hizmet nasıl geldi? Üçüncüsü, geçtiğimiz kış İzmir’de ve diğer yerlerde yağmurlar yağdı ve Bodrum’u sel götürdü. 5 sene önce Manavgat’ta da sel olmuştu. Ama bu sene tarihimizin en büyük doğal afetiyle karşılaştık. Hatta bazı yerlerde hortumlar oldu kayıplarımız da oldu. Ve Antalya'da da 14 sene önce en ufak yağmurda sel basardı her yeri. Tarihimizin en büyük yağmuru yağdı. Manavgat’ta sel oldu mu? Antalya'da da olmadı o yüzden Menderes Türel teşekkürü hak etmiyor mu? Kendisine çok teşekkür ediyoruz. Nasıl oluyor da daha az imkanlarla bir belediye başkanı şehrin tüm sorunlarını bu şekilde çözebiliyor. Yani bu şehirlerimizde olmaması gereken bir şey. Bodrum'da o çöpleri görünce çok üzüldüm. Çünkü oraya dünyanın devlet başkanları geliyor, dışişleri bakanları geliyor. Aynı şekilde dünyanın en zengin iş adamları geliyor. En büyük yatlarla geliyorlar. İşte bizim şehirlerimiz çok önemli, şehirlerimize sahip çıkmamız lazım. Kalkınma şehirlerden başlar, yerelde başlar. Ama bu sefer bir şey gördüm ki halk kendisine hizmet etmeyenleri, demagoji yapanları, slogancılık yapanları seçmek istemiyor. Hizmet edeni seçmek istiyor. Vatandaşlarımız da bu anlayışla şehirlerine her yerde sahip çıkacaktır. Demokrasi güzel bir şey. İnsanlarımızın önüne tercih yapma şehrini ve ülkesini yönetenler konusunda tercih yapma imkanı vermek güzel bir şeydir ve yine kadınlarımızda bu hakkı seçme ve seçilme hakkını dünyadaki birçok kadından daha önce ülkemizde almıştır. Biz kadınlarımızla da gurur duyuyoruz iş dünyasında ve siyasette de kadınlarımızın sayısının ve ağırlığının artması bizi mutlu ediyor."