ANTALYA GAZETECİLER CEMİYETİ BAŞKANI VE AKDENİZ GAZETECİLER FEDERASYONU GENEL BAŞKANI MEVLÜT YENİ:
- "MESLEKTAŞLARIMIZ NE YAZIK Kİ ONURLA, ALIN TERLERİYLE ÇALIŞIP KAMU HİZMETİ YAPARKEN, HİÇ AKLA VE MANTIĞA GELMEYECEK ZORLUKLARLA KARŞILAŞIYORLAR"
- "EMEKLERİNİN HAKKINI ALAMADIKLARI GİBİ AYAK OYUNLARIYLA KARŞILAŞIYORLAR VE EN ÖNEMLİSİ DE ÖLÜMLERLE BURUN BURUNA GELİYORLAR, TUTSAK EDİLİYORLAR. PATRONLARIN HOŞLANACAĞI YAZILARI YAZMAYAN VE ONURLU DURUŞ SERGİLEYEN MESLEKTAŞLARIMIZ İŞTEN ÇIKARTILIYOR, İŞSİZ BIRAKILIYOR. BUNUN ADI BAYRAM OLUR MU?"
Yeni açıklamasında, "Meslektaşlarımız ne yazık ki onurla, alın terleriyle çalışıp kamu hizmeti yaparken, hiç akla ve mantığa gelmeyecek zorluklarla karşılaşıyorlar? Emeklerinin hakkını alamadıkları gibi ayak oyunlarıyla karşılaşıyorlar ve en önemlisi de ölümlerle burun buruna geliyorlar, tutsak ediliyorlar. Patronların hoşlanacağı yazıları yazmayan ve onurlu duruş sergileyen meslektaşlarımız işten çıkartılıyor, işsiz bırakılıyor. Bunun adı bayram olur mu?" ifadelerine yer verdi.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı yerine 'Dayanışma Günü' olarak anıldığının altını çizen Mevlüt Yeni açıklamasında, "10 Ocak'ın günümüzde kutlanması, kıvanç duyulması gereken bayram olmadığını ve bugünkü tabloyu çalışan gazeteci olarak ben de içime sindiremiyorum" sözlerine yer verdi. Basın çalışanlarının iş ve sosyal güvencelerinin sağlam bir teminat altına alınmasını sağlayacak yasal düzenlemelerin derhal yapılmasının gerektiğine vurgu yapan Yeni, "Bu düzenleme yapılmadan 10 Ocak'ları bugün olduğu gibi her zaman ve her zeminde asla ve asla bayram değil, 'Dayanışma Günü' olarak değerlendirmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Akdeniz Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Mevlüt Yeni, açıklamasında şunları kaydetti:
"'50 Yıldır basın emekçilerinin sosyal haklarında iyileşme olmadığı gibi tam tersi geriye gitmiştir. Gazetecilere önemli kazanımlar getiren 212 sayılı yasa 10 Ocak 1961'de yürürlüğe girmişti ve bunun için 10 Ocak tarihi 'Çalışan Gazeteciler Bayramı' olarak kutlanıyordu ama bugün ne acı ki kutlanmıyor, kutlanamıyor. 1961 yılında sağlanan haklar bir bir geri alındı. Süreç içinde meslektaşlarımız sosyal güvenlikten yoksun, toplu sözleşmesiz ve geleceği belirsiz bir yaşama mahkum edildi. 10 Ocak 1961'in aksine, günümüzde gazetecilerin iş güvenliğinden ve çalışma koşullarının çağın gereklerine uygun olduğundan söz edebilmek mümkün değildir. Günümüzde kutlanması, kıvanç duyulması gereken bir bayram olmadığından, basın çalışanlarının iş ve sosyal güvencelerinin teminat altına alınmasını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılıncaya kadar 10 Ocak'ları bayram değil, 'Dayanışma Günü' olarak değerlendirmeye sürdüreceğiz. Bu ülkede çalışan gazeteciler ne yazık ki dürüst çalışmasının karşılığında, ya özgürlüğünü yitirmekte, ya da ekmeğinden olmaktadır. Sendikasız ve hatta sigortasız çalıştırılan gazetecilerin olağan sayılmadığı bir ülkeyi özlüyoruz. Ne acı ki yazılarından dolayı işine son verilmeyen gazeteciler ülkesinin hayalini kuruyoruz. Yönetenlerin hoşlanmayacağı yazıların başına bela getirmesinden korkan patronlardan arınmış bir basını dört gözle bekliyoruz. Patronların tepesinde mali kılıçları sallandıran siyasiler yerine daha olgun ve yansız davranan demokratik kişilikleri bir an önce görmeyi diliyoruz. İşte bu nedenle bugüne 'Dayanışma Günü' diyoruz."